24 Eki 2008

özlem mi? hasret mi?











Üstteki fotoğrafların içinde olduğunuzu hayal etsenize...

Ulaşım biraz uzun ve sarsıcı olsa da ben buraya gitmeyi çok severim. Güneşe doğru uzanmış çam ağaçlarının gölgesinde, suyun kaynayıp çağladığı, yeşillikler içerisinde bir yer. Sırt üstü uzandığında, ağaçların aralandığı yerden güneşi görmek öyle büyük bir mutluluk ki, anlatamam.
Yattığın yerden toprağın kokusunu almak, suyun sesini dinlemek, kuşların cıvıltıları sonra...Gözlerini kapatıp sadece dinlersin. Uykuya dalmadan önce son duyduğun sesler seni alır götürür en dingin kıyılara. Yaratılmışlığını düşünür, kulağının duyduğuklarına, gözlerinin gördüklerine şükredici olursun.

Gözlerini kapatır dinlersin... Sana hatırlattıkları, kimbilir kaç ömre bedel, sadece dinlersin...

Çocukluğumun köyünün yaylalarını hatırlatır bana burası. Soğuk pınarlarını, çökeleğini, oğlak kavurmasını, bezdirmesini, yukfa ekmeğini, ellerimle tuz yedirdiğim keçilerimi, Haldağanın köpeğini, yayık tereyağını, ellerimin çatladığı özde oynamalarımı,tütün kokusunu, ... dedemi hatırlatır...

4 yorum:

Adsız dedi ki...

çıkmamış fotoğraf ama canım :(

Handan dedi ki...

Nefis bir yer.

özii dedi ki...

Ben :))

kırlangıç dedi ki...

dün aynen böyle bir yerdeydim, resimledim ama resim proğramımda problem var giderdiğimde bloguma koyacağım...
işim gereği bu tür yerleri sıklıkla görüyorum... kaçıp sığındığım yer oluyorlar çoğu zaman...