Kim Atatürk?
İnsan mı?
Siz nasıl görüyorsunuz onu?
Hırsları, egoları, korkuları, sevgileri, zaafları, alışkanlıkları olamaz mı?
Ne kadar tanıyorsunuz Atatürk’ü?
Sadece Anıtkabire gidip gelmek mi zannediyorsunuz onu tanımayı?
Sadece ilkokuldan aklımızda kalan Atatürk ilke ve inkılâplarını bilmek midir onu tanımak?
Sadece Ali Rıza efendi ve Makbule hanımın oğlumudur Atatürk?
Sadece Selanik doğumlu olduğu?
Harbiyeli olduğu, Trablusgarp ta cephe komutanı olduğu yetiyor mu onu tanımaya?
***
Hiç o çatık kaşlı, sert bakışlı Atatürk’ün kapağını açıp içindeki Mustafa’ya baktınız mı?
Yanıtınızı biliyorum.
Bakmaya cesaret edemediniz.
Onu çıplak görmekten,Onu insan görmekten,Onu yalın görmekten korktunuz hep.
Çünkü o insan olunca siz savunmasız kalırdınız.
Çünkü onun Atatürk değil de Mustafa olması sizin için yıllardır bir kâbus gibidir.
***
Nutuktan son birkaç kelimeyi beyninize kazımak,
Onuncu yıl marşını kalabalık anınızda koro halinde söylemek,
Anıtkabiri ağlama duvarına çevirmek,
Sadece 10 Kasımlarda onu anmak,
Onun ilkelerinin içinden cımbızla sadece laikliği almak gibi şeylerin dışında Atatürk için yapmış olduğunuz ne var?
...
diye devam eden bir asi ve mavi yazısı... aynen katılıyorum tüm yazdıklarına, benim düşüncelerimi de dillendirmiş. izni olmadan, samimiyetine güvenerek aynen aldım buraya sözlerinin bir kısmını...
3 yorum:
Teşekkürler...
Keşke hepimiz yalın olmayı becerebilsek ve yalınları sevebilsek...
Ve insanları severken onları tanıma mantıklılığını yapabilsek...
Teşekküre gerek yok:) Ben teşekkür ediyorum esas, yazını izinsiz yayınlama cesaretini verdiğin için arkadaşım.
Yazına o kadar katıldım ki söylediğim gibi, yalın sevebilmek, insan olduğunu göre göre sevebilmek, tabulaştırmadan, içten...
altına imzamı atacağım cümleler...
Yorum Gönder